Avrupa Komisyonu, yeni bir açıklama yaparak teknoloji şirketlerinin nefret söylemlerine karşı mücadelede olumlu mesafe kat ettiklerini açıkladı. Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı bulgular, duruma bir genel bakıştan öte 2016 yılında başlatılan bir Davranış Kuralları sözleşmesine dayanıyor.
Facebook, Twitter, YouTube ve Microsoft, 2016 yılında yasal olarak bağlayıcılığı olmayan Davranış Kuralları sözleşmesini imzaladılar. Şirketler, bu sözleşmeyi imzalayarak kendi platformlarında çevrimiçi nefret söyleminin viral olarak yayılmasına fırsat vermeyecekleri taahhüdünde bulunmuş oldular. 2016 yılından sonra Google da sözleşmeyi imzaladı.
Avrupa Komisyonu’nun çevrimiçi nefret söylemi konusunda yaptığı son inceleme, bildirilen nefret söylemi içeriklerin yüzde 90’ının 24 saatte içinde incelendiğini tespit etti. Bu oran 2016 yılında yüzde 40 seviyelerindeyken, 2018 yılında yüzde 81 seviyelerine çıkmıştı.
Yapılan incelemeye göre 2016 yılında nefret söylemi olarak bildirilen içeriklerin yüzde 28, 2020 yılına gelindiğinde ise yüzde 71’i platformlardan kaldırıldı. Avrupa Komisyonu, sosyal medya şirketlerinin nefret söylemi bildirimlerinin daha önce yüzde 65.4’üne geri bildirimde bulunurken, 2020 yılına gelindiğinde yüzde 67.1 geri bildirimde bulunduğunu açıkladı. Açıklamada Facebook’un kullanıcılarına sistematik olarak bilgilendirmede bulunduğu söylenirken diğer platformların da bu alanda iyileştirmeler yaptığı bildirildi.
Avrupa Komisyonu Adalet Komiseri Didier Reynders, sosyal medya şirketlerinin nefret söylemi karşısındaki davranışlarının sonuçlarını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Reynders,”Ancak bu gelişmelerle kendimizi tatmin etmemeliyiz ve çalışmaya devam etmeliyiz. Platformları en son değerlendirmelerde gözlenen boşlukları, özellikle geri bildirim ve şeffaflık sağlama konusundaki açıkları kapatmaya çağırıyorum” dedi.
Didier Reynders, Dijital Hizmetler Yasası’nın bu konuda sosyal medya şirketlerine yardımcı olması gerektiğini, Avrupa Komisyonu’nun nefret söylemiyle mücadele konusunda netlik sağlamak için platformlara karşı bağlayıcı şeffaflık önlemleri sunmayı düşündüğünü de sözlerine ekledi.