Günümüz PC dünyasında birçok hem oyun hem de video düzenleme, kurgu gibi profesyonel işlerinizi halledebileceğiniz yeni model ultra dizüstü bilgisayarlar oldukça popüler. Fakat bu dizüstü bilgisayarlar çoğu zaman iş ve oyun performansını arttırabilmek için harici ekran kartına gereksinim duyabiliyor. Çünkü her ne kadar iş ve oyun performansı için üretilseler de bu dizüstü bilgisayarlar genellikle işlemci üzerindeki dâhili ekran kartını kullanıyorlar.
Bu sebeple kullanıcılar harici ekran kartlarına yönelebiliyorlar. Fakat burada yine kullanıcıların önüne birkaç düşünmeleri gereken husus çıkıyor. İlk olarak harici ekran kartlarının yüksek fiyatlara sahip olması, ikinci olarak da bu harici ekran kartı kutularının taşınabilirliği zorlaştırması. Gelin harici ekran kartlarının artı ve eksi yönlerine ve daha iyi oyun performansı için harici ekran kartı almak mantıklı mı?
Performans:
Bu başlıkta paylaştığımız tabloya baktığımızda; 10. nesil Intel i7 işlemciye, 12 GB RAM’e ve 512 GB NVMe SSD’ye sahip Lenovo Yoga C940’ın harici ekran kartlı versiyonu ile harici ekran kartına sahip olmayan versiyonunun karşılaştırması yer alıyor. Ayrıca konuyu netleştirmek için karşılaştırmaya Alienware m15 R2 gerçek oyuncu bilgisayarı eklenmiş durumda. Bu karşılaştırmada harici ekran kartı olarak NVIDIA GeForce RTX 2080 kullanılıyor.
Metro Exodus oyununda 1080p Ultra ayarlarda alınan FPS değerlerine baktığımızda harici ekran kartı olmayan Lenovo Yoga 6.73 FPS değerinde kalırken, harici ekran kartı bağlanmış olan Lenovo Yoga 23 FPS değerlerine kadar çıkıyor. Genel olarak baktığımızda neredeyse 4 katına çıkan performans artışı, rakamsal olarak göze bir hâyli yüksek geliyor. Fakat aynı ekran kartına sahip masaüstü bir sistem 63 FPS’e kadar çıkabilirken, yine içerisinde RTX 2080 bulunan oyuncu bilgisayarı Alienware m15, 44 FPS değeriyle harici ekran kartı bağlı olan Lenovo Yoga’yı geride bırakmayı başarıyor.
Ortaya çıkan bu sonuçlar doğrultusunda, markaların bahsettiği gibi harici ekran kartlarının kullanıcılara maksimum oyun performansı sağlayamayabileceği görülebiliyor. Bu sonuçlar aynı zamanda bizleri fiyat konusunda da düşünmeye itiyor (Test kaynağı: egpu)
Fiyat
Harici ekran kartlarının fiyatlarına baktığımızda özellikle ülkemizde oldukça yüksek meblağlalar bizleri karşılıyor. Şöyle örnek verecek olursak; biraz önce bahsettiğimiz Lenovo Yoga ayarında orta segment bir dizüstü bilgisayara sahip olduğunu düşünün. Ülkemizde satılan uygun fiyatları harici ekran kartı kutularının fiyatları ise en az 2 bin lira dolaylarında başlıyor. Bu harici ekran kartı kutusu içine koyabileceğiniz masaüstü ekran kartları ise yine oldukça yüksek fiyatlara sahip. Tüm bu donanımlara ve bilgisayara verdiğimiz toplam ücret düşünülünce ortaya bir hâyli yüksek fiyatlar çıkıyor. Kullanıcılar da bu noktada harici ekran kartı almak veya direkt olarak bir oyuncu dizüstü bilgisayarı alma arasında kalıyor.
Bugün performans testinde kullanılan Lenovo Yoga C940’ı, bir harici ekran kartı kutusunu ve RTX 2080 ekran kartını almak istediğimizde 24.000 TL civarında bir rakam harcamamız gerekiyor. Fakat yine testte kullanılan içerisinde RTX 2080 bulunan Alienware m15 oyuncu bilgisayarını almak istediğimizde, yine 20.000 TL bandında bu bilgisayara ve harici ekran kartlı bir bilgisayara göre 2 kart performans artışına sahip olabiliyoruz. Piyasa en çok tercih edilen harici ekran kartlarının fiyatlarını ve özelliklerini listelediğimiz içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz.
Harici ekran kartlarının avantajları da yok değil:
Sürekli güncelleme imkânı
Harici ekran kartlarının performans ve fiyat bakımından eksileri bulunsa da, bu donanımın güncellenebilir olması kullanıcıları en çok cezbeden artı olarak karşımıza çıkıyor. Bir harici ekran kartı kutusuna sahip olduğunda kullanıcılar seneler boyunca içerisindeki ekran kartını gelişen teknolojiye göre değiştirerek, dizüstü bilgisayarlarında donanımlarını sürekli güncel tutabilme imkânına sahip olabiliyor. Fakat bu artı olarak saydığımız noktanın içerisinde ne yazık ki bir eksi nokta buluyor.
Her geçen gün çıkan yeni teknoloji masaüstü ekran kartlarıyla, dizüstü bilgisayarların anakart ve işlemcileri uyum sağlayamayabiliyor. Dizüstü bilgisayarlarda kullanılan işlemciler, masaüstü ekran kartlarından tam performans almamızın önüne geçebiliyor. Bu nedenle yine oluşturduğumuz donanım ekran kartını değiştirsek bile performans açısından çok uzun ömürlü olamayabiliyor.
Taşınabilirlik
Harici ekran kartları her ne kadar bir masaüstü bilgisayar kasası kadar büyük ve ağır olmasa da yine de harici ekran kartlarının sağladığı performans artışını gittiğimiz her yere taşımak çok kolay olmayabiliyor. Dizüstü bilgisayarınızın yanında taşımanız gereken ekstra bir donanım olarak değerlendirebileceğiniz harici ekran kartı kutuları, taşınabilirliğe sahip olsa da bu taşınabilirlik kullanıcılara çok fazla kolaylık sunamıyor.
Yine de bir masaüstü bilgisayar kasası ve monitörü taşımanın yanında basitçe dizüstü bilgisayarınızı ve harici ekran kartı kutusunu bir çantaya atıp taşımanın daha kolay olduğunu belirtmekte fayda var.
Sonuç: Daha iyi oyun performansı için harici ekran kartı almak mantıklı mı?
Harici ekran kartlarının belki artılarından çok eksileri bulunuyor. Her ne kadar taşıma kolaylığı ve güncellenebilirlik konusunda bu teknoloji iyi olsa da fiyat ve fiyata göre verdiği oyun performansı açısından günümüzde pek de tercih edilmesi mantıklı bir karar olarak karşımıza çıkmıyor. Fakat oyunun yanı sıra oldukça sık seyahat eden ve bilgisayarda ağır işler yapan biriyseniz, yanınızda taşıdığınız ultra hafif ve ince dizüstü bilgisayarınızı güçlendirip tüm işlerinizi halledebileceğiniz harici ekran kartları mantıklı bir seçenek olabilir.
İşin oyun kısmına geldiğimizdeyse harici ekran kartına vereceğiniz fiyatları, gerçek bir oyuncu dizüstü bilgisayarına harcamak daha mantıklı bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Eğer her oyunu sorunsuz bir şekilde oynamak istiyorsanız, elinizdeki dizüstü bilgisayarı harici bir ekran kartı ile güçlendirmek yerine, iki kata kadar daha fazla performans sağlayabilecek bir oyuncu bilgisayarı almak tercih edebileceğiniz en mantıklı karar olabilir.
Sizler harici ekran kartları hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce direkt olarak oyuncu bilgisayarı almak mı daha mantıklı? yoksa bilgisayarınızı harici ekran kartıyla güçlendirmek mi? Görüş ve düşüncelerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.
Dipnot: Harici ekran kartlarının kısa tarihi
Genel olarak her şey, ilk olarak 2016 yılında Razer ultra dizüstü bilgisayarı Razer Blade Stealth’i duyurduğunda başladı diyebiliriz. Oyuncu dizüstü bilgisayarı olarak tanıtılan Blade Stealth, 7. nesil Intel i7 işlemci ve dâhili Intel ekran kartı kullanıyordu. Tahmin edebileceğiniz gibi oyun için duyurulan bu dizüstü bilgisayar öyle çok da yüksek oyun performansı verebilecek bir bilgisayar değildi. Fakat kullanıcılar bu noktada Razer Core V1 ile birlikte harici ekran kartı kutularıyla tanışmaya başladı.
Dizüstü bilgisayarlara Thunderbolt 3 portuyla bağlanabilen bu harici ekran kartları, kullanıcılara son model masaüstü ekran kartlarını dizüstü bilgisayarlarında kullanma imkânı tanıyordu. Bunun sonucunda birçok kullanıcı Razer Blade Stealth bilgisayarlarını Razer Core V1 harici ekran kartı kutusuyla beraber satın alma eğilimi göstermeye başladı, çünkü Blade Stealth vadedilen oyun performansını vermekte zorlanıyordu. Fakat bu noktada harici ekran kartlarının yapabileceği işler ne yazık ki kısıtlı olarak kalıyor. Çünkü dizüstü bilgisayarlar da bulunan anakart ve işlemciler, yüksek performanslı masaüstü ekran kartları için bir miktar yavaş kalabiliyor. Bu da biraz sonra bahsedeceğimiz oyun performansı kısmını bir hâyli etkileyebiliyor.