Pazara gidip herhangi bir esnaftan sebze ya da meyve aldığımızı düşünelim. Biz ihtiyacımızı karşıladık, esnaf da para kazandı. Ürünü satın aldığımız esnaf, pazara tezgah açtığı için pazar yerinin sahibine ödeme yaptı. Buraya kadar bir sorun yok.
Peki ya mekanın sahibi tezgah kirası dışında, esanfın sattığı her ürün bedelinden pay istese? En sonunda büyük bir tezgaha, yüzlerce müşteriye sahip bir esnaf isyan eder. Bunun üzerine pazar yeri sahibi gelir esnafın tezgahını kaldırırsa ne olur? İsyan büyür, büyük küçük bütün esnaflar isyana destek verir. Olan pazar yeri sahibine ve pazarda giderek aradığını bulamayan biz müşterilere olur.
Teknoloji dünyasında da tam olarak bu yaşanıyor. Pazar yeri aslında uygulama mağazaları. Satılan ürünler ve uygulama içi hizmetler. Belki paramızı harcayıp ihtiyacımızı karşıladıktan sonra ne olduğunu çok düşünmüyoruz. Ancak pazara gidip aradığımızı bulamayınca ne yapacağız? Epic Games’in sahip olduğu dünyanın en popüler oyunlarından birisi Fortnite’ın hem App Store hem de Google Play Store’dan kaldırılması ile başlayan isyan hareketine bir destek de Spotify’dan geldi.
Epic Games’in derdi ne?
Yazının başında verdiğimiz örnekteki pazar esnafı olan Epic Games, pazar yeri olan Play Store ve App Store’da ürün sattığı için Google ve Apple’a yüksek ücretler ödemek istemiyor. Apple ve Google, oyuncuların Fortnite içerisinde harcadıkları her 10 TL’nin 3 TL’sini (yani %30’unu) kesip cebine indiriyor. Epic Games ise “Böyle komisyon mu olur?” çıkışı ile kendi yolunu arıyor.
Oyunculara %20 indirim yaptığı yeni bir ödeme sistemi kuran Epic Games, bu sayede Apple ve Google kesintilerinden paçayı kurtarmaya çalışıyor. Epic’e göre yapılan kesintiler, gelirlerini ciddi şekilde düşürüyor. Ayrıca şirket, bunun sadece kendisi ve Fortnite için değil, uygulama içi harcama yapılabilen, marketlerdeki milyonlarca uygulama ve oyun için geçerli olduğunu savunuyor.
Açık söylemek gerekirse Epic Games’in haklılık payı var. Elbette pazar yerinin sahibi olarak Apple ve Google komsiyon alacak. Ancak bu miktarın %30’lara varması, hatta bazı durumlarda daha da yüksek olması, ürünü geliştiren taraflar için can sıkıcı bir hal aldı. Epic Games’in 2020’de 5 milyar dolar para kazanması, ancak bu paradan 1 milyar dolar kâr etmesi bekleniyor. Rakamlar büyük olunca size tuhaf gelmeyebilir, ancak mesele çok kazanmak değil. Çok kazanmak için çok harcamak gerekiyor ve komisyonlar nedeniyle kazanç düşerse müşteri, yani kullanıcılar, yani oyuncular üzülür.
Epic Games’in Google ve Apple’a karşı başlattığı savaş aslında bir sonuç. Her şey daha önce başlamıştı:
Dünyanın en popüler oyunlarından birine sahip olan, 2020’de 1 milyar dolar kâr etmesi beklenen bir şirketin elbette para ile sorunu yok. Bu nedenle büyüklüğünü Apple ve Google’a karşı kullanmaktan çekinmeyerek elini taşın altına sokabiliyor. Kendi alanında büyük diğer şirketlerin de Epic Games’e destek vermesi ile kriz büyüyebilir, pazar yeri sahipleri Apple ve Google, bir anda tüm büyük esnafları karşısında isyan bayrakları ile birlikte göreb
Epic Games’in Google ve Apple’a açtığı dava, ilerleyen günlerde büyüyecek bir kriz için emsal oluşturuyor. Uygulamalar konusunda tekel olan bu iki büyük teknoloji şirketi, belki de zamanında eleştirdikleri düzenin başına geçen yeni krallar oldular. Apple ve Google'a yönelik eleştiriler, Haziran 2020'de zirve yapmış; Epic Games başta olmak üzere Tinder'ın sahibi Match Group komisyonlara dikkat çekmişti (Tuğçe İçözü, Webrazzi).
1984 yılında henüz küçük bir şirket olan Apple, yeni bilgisayarı Macintosh’u duyurmak için ilginç bir yol seçmişti. Dönemin en büyük şirketi IBM’i tam bir canavar olarak niteleyen Apple, yayınladığı reklam filmi ile sistemi yıkan ve düzeni değiştiren taraf olacağını göstermişti. Öyle de oldu. Apple ve Google, artık tahtın yeni sahipleri konumunda.
Apple’ın yayınladığı reklam filmindeki IBM’i simgeleyen “Büyük Patron” yerine Epic’in yayınladığı reklamda kurtlu bir elma figürü var. Bir Fortnite karakteri ise gelip onu yerli bir ederek devrimi başlatıyor. Bu gönderme, Apple’a (ve Google’a) karşı planlı bir şekilde başlatılan hareketin, uzun süredir var olan bir krizin sembolü olabilir.
iOS’a kurduğunuz Netflix ya da Gmail uygulamasından yeni bir hesap açamazsınız:
Nedeni basit; çünkü hesap açarsanız, ödediğiniz abonelik ücretinin bir kısmı Apple tarafından kesiliyor. Netflix gibi şirketler de buna karşılık olarak kullanıcıları abonelik açmaları için web sitelerine yönlendiriyor. Aynı şey Google’ın Gmail uygulaması için de geçerli. Android cephesinde de Google’ın kesintileri söz konusu.
Apple ve Google, sahibi oldukları pazar yerlerinde sadece tezgah kirası değil, yapılan her satıştan pay istiyor, bunu sürekli dayatıyor. Geliştirici şirketlerin ve küçük girişimcilerin gözünden bakacak olursak durum şu: Bir meyvenin ağacını dikiyor, gözünüz gibi bakıyor ve müşteriye satarken para kaybediyorsunuz.
Apple ve Google’ın başını çektiği tekelcilik kullanıcıları nasıl etkileyebilir?
En başta deneyim. 15 bin TL ödeyip aldığınız bir telefonda Netflix hesabı açamamak, kullanıcı gözünde kocaman bir eksiye neden oluyor. Diğer taraftan Fortnite gibi, eğlence için ya da işiniz için kullandığınız bir mobil uygulama aniden mağazadan kaldırılabiliyor.
Bu durumun kullanıcılara bir diğer etkisi de fiyatlar. Komisyonlara rağmen uygulama içinden satış yapmaya çalışan şirketler, kârdan zarar etmemek için fiyatları yukarıya çekiyor. Bu da kullanıcıların cebini olumsuz etkiliyor.
Sonuç olarak Apple ve Google’ı zor günlerin beklediğini söylemek zor değil. Spotify, Netflix ve diğer alanında lider şirketlerin sert tepki verme ihtimali yüksek. Neler olup biteceğini yakında göreceğiz ve sizlerle paylaşacağız.